Belkiler...
Yaşamdan istediğim kıpırtısız beklentiler.
Belkiler...
Hayalden halkalar gibi birbirine eklendiler.
Belki bir masal kitabı alırım bugün
Çocukluğumun prensesleri kraliçe olmuştur çoktan
Belki beni tanımazlar, ben kendimi tanıtmadan.
Belki anneme uğrarım, elimde çok sevdiği kestane şekeri
Yâd ederiz eski boyalı şekerli günleri.
Belki telefon rehberimdeki herkesi ararım
Bayram günü gibi keyifli, hatırlarını sorarım.
Belki camiye giderim ya da kiliseye, havraya
Hepimizi cennetine alsın diye dua ederim Tanrıya.
Belki duadan vazgeçer sitem ederim
Neden yarattı kötülüğü merak ederim.
Belki isyan ederim kendime
Bastırmak için bu iç isyanı, telefon ederim asayiş şubesine
Belki şiirler okurum karakolda polis amcalara.
Şaşırmam gözlerindeki şaşkın bakışlara.
Belki yağmur yağarken sokağa çıkarım
Islak saçlarımı ellerimle tararım.
Belki hiç tanışmadığım, on yıllık komşumun kapısını çalarım
Yemeğe kıyamadığım çilekleri onunla paylaşırım.
Belki yine sorarım kendime, neden insanlar ayrı ayrı?
Oysa bütün insanlar, farklı ana babaların kardeş olan çocukları.
Belki bir şiir yazarım odamdaki fesleğene
İç geçiririm sonra, keşke geçen hafta
Kurumadan önce yazsaydım diye.
Belki bir flüt alırım bugün, bildik bir şarkı çalarım
Yanlış notalardan, yalnız benim anladığım.
Belki mektup yazmak gelir aklıma
Kırk sayfalık bir mektup yazarım eski bir dosta.
Belki bırakırım yaşamımdaki tüm belkileri
Belkilerden oluşan, kendimden beklediğim tüm beklentileri.
Aslında yoktur yaşamın ne arkası ne önü
Belki bugün dünyanın kıyametten önceki son günü.
Belkiler...
İçimde, geri kalmış akrepsiz, yelkovansız saatler.
Belkiler...
"Belki" olmaktan sıkılıp, gerçek olmak istediler!.
Etiket : Belki ,