RÜYA BAHÇELERİ PETER PAN ADASI
Bir zarfın üzerine bu adresi yazıp kayık gibi katladıktan sonra bir yağmur selinin akıntısına bırakırsanız, kısa bir süre sonra aynı yoldan cevabını alabilirsiniz. Peter Pan, bu yolla kendisine gelen mektupları asla cevapsız bırakmaz...
İşte, sevgili çocuklar, Peter Pan'ın pencereden uçarak, Rüya Bahçelerine nasıl gittiğini öğrenmiş bulunuyorsunuz!
Peter Pan, Rüya Bahçeleri'ne ulaştığı zaman, kendisini bir kuş sanıyordu Hemen etrafını periler çevreleyivermişti. Ne yazık ki periler çok unutkandırlar... üstelik, çok da ürkektirler. Yabancı birisine kolay kolay yaklaşamazlar. Daha önce Peter Pan'ı görmüş olmalarına rağmen, ona tekrar Rüya Bahçeleri'nde rastlayınca çok korkmuşlar bir tavşan gibi kaçışıvermişlerdi. Aynı zaman "olları üzerinde rastladıkları diğer perilere, incecik sesleriyle: "Dikkat!" diye bağırıyorlardı. "Rüya bahçeleri'ne bir insanoğlu geldi!."
Aynı durum, Peter Pan kuşlara yaklaştığı zaman da aynen tekrarlanıyordu. Peter Pan'ın kendilerine uçarak yaklaştığını görünce hemen kaçışıyorlardı.
Peter Pan, bu durumdan hiçbir şey anlayamıyordu. Adada kendine bir arkadaş arıyordu. Fakat, bütün yaratıklar kendisinden korkup, kaçıyorlardı. İşte bu araştırma sırasında, bir gözü açık olarak uyuklayan Salomon adında bir kargaya rastlayıverdi. Salomon, iki gözü açık olarak beklemenin, vakit kaybetmek olduğu kanısındaydı. Peter Pan'dan da korkmuyordu. Böylece Peter Pan'la Salomon arkadaş oldular. Peter, ona serüvenlerini anlatmış, perilerle kuşların kendisinden kaçtıklarından yakınmıştı. Acaba ihtiyar Salomon'un bu konudaki fikri neydi?
İhtiyar Salomon cevap olarak: "Budala bebek! Akılsız çocuk, senin kanatların, tüylerin yerine bir gecelik entarisi olduğunu görmüyor musun?" diyordu. Gerçekten doğruydu ama evvelce Peter'i görmüşler ve iyi karşılamışlardı. "Şimdi kuşlara bak. Farkını görmüyor musun?" Fark kolayca belliydi. Uyuklayan kuşlar gecelik entarili değil, tüylerle kaplıydılar. Peter bu durumdan sıkılmıştı. Ne yapmalıydı? Bu civarda yaşayan ve kendisi gibi giyinmiş bulunan hanıma danışmak lazımdı. Peter kararsızlıkla annesinin yanına dönmeyi düşündü. Fakat yazık! Artık uçamıyordu. Bu adada kalmaya mecburdu. O ne bir insanoğlu ne de bir kuştu. İhtiyar Salomon'un dediği gibi, ikisi arasında bir şeydi.
Salomon ona ümit vermek için kuşların suyu içeçerek Rüya Bahçeleri'ne nasıl gittiğini anlatıyor du Peter'in adada kalması sıkıntılı oluyordu. Bu ada define adası veya korsanlar adası değildi. Sadece buradaki yumurtalardan çıkan kuşlar bir gün erkek ve kız çocukları haline geliyorlardı.
Kuşlar Peter ile pek ilgilenmiyorlardı. O yabancı bir yaradılışta idi. Salomon'un emriyle kuşlar ona ekmek ve çörek kırıntıları getiriyorlardı. Peter onların getirdiği böcek ve solucanları yemektense açlıktan ölmeye razı olduğunu bildirmişti. Gagalamak yerine ekmek kırıntılarını onun eliyle ağzına götürmesine kuşlar hayret ederek eğleniyorlardı. Birçokları ona yiyecek getiriyordu. Peter de buna karşılık onlara yuvalarını yapmalarında kullanmaları için geceliğinden parçacıklar veriyordu. İşte böyle parçalar vere vere nihayet o da çıplak kalmıştı. Fakat tuhaf değil mi? üşümüyordu!
Kuşların yuvalarını yapmayı çabucak öğrenmişti. Hem onlara faydalı oluyor hem de kendini meşgul ederek mutlu oluyordu. Bu mutluluğunu da kuşlar gibi söylediği şarkıları ile belirtiyordu. Peter kamışlardan yaptığı küçük bir kavalı öyle güzel çalıyordu ki onunla rüzgârın sesini, gölde sıçrayan balıkların ve dalgaların sesini taklit etmeyi başarı- yordu. Hatta kuşların çıkardığı sesleri de çok başarılı taklit ettiğinden kuşlar onun çıkardığı sesleri ayırt edemiyorlardı.
Bazen Peter bu mutluluğunu unutuyor ve kavalı da onu memnun etmiyordu. Çünkü güzel Rüya Bahçeleri'ni ve orada eğlenen çocukları görüyordu. Kırmızı balonu uçurmak, çemberini çevirmek, bir köpekle koşu yapmak istiyordu Bütün bunları yapamadığından üzülüp ağlıyordu Belki onlar da sırtında ne bir tüy ne de bir tül bulunmayan Peter'den kaçacaklardı
Peter yüzmeyi nasıl öğrenebileceğini de düşündü. Ördeklere sordu fakat onlar akılsızlıklarından bir şey anlatamadılar. Kuğu kuşlarına sordu, onlar da ıslık çalarak alay ettiler. Kuğu kuşları kendini beğenmiş olduklarından onlarla anlaşması zordu. Peter üzüntü ve ümitsizliğe kapılmıştı.
Bir gün uzun kuyruklu güzel bir uçurtma sahibinin elinden kurtularak adaya süzülüp inmişti. Peter önce ondan korkmuştu. Fakat kuşlar ona bahçede uçurtma uçuran çocukları anlattılar. Peter bu küçük çocuğun uçurtmasını çok sevdi ve onu uçurmaları için kuşlara yalvardı. Kendisi de uçurtmanın kuyruğuna tutunarak uçacaktı. Kuşlar bu güzel fikri kabul ederek yardıma koyuldular. Yüzlerce kuş ile birlikte Peter de uçurtmayla uçmaya başladı. Fakat tam gölün üzerinde uçarken uçurtmanın kâğıdı büyük bir hışırtı ile yırtılınca Peter de Serpantin gölüne düşmüştü. Bereket versin ki yağmur kuğu kuşu ıslıklar çalarak onu boğulmaktan kurtarmıştı. Fakat Peter gene bahçeye gitmekten mahrum olmuştu.
James Matthew Barrıe
Etiket : RÜYA, BAHÇELERİ, PETER, ADASI,