Yoz Siyaset.
Genel anlamda Türkiye'de siyasi diyalogların olduğunusöylemek kanımca biraz eksiklik olur. Toplumsal yapı ve düşünce seklininparlamentoya ve politikacılara da yansıdığını, onların da halk içinden çıkantemsilciler olduğunu göz önüne alırsak,meclis çatısı altında olanlardan dolayıpek de şaşırmamız gerekir. Sokaktaki vatandaşların tartışma şekilleriniparlamentoda da oldukça yoğun biçimde görebiliyor ve yasayabiliyoruz.
Var olan siyasi yapı bu yüzyılda bir ahlak veseviye problemi ile karsı karsıya bulunmaktadır.Halk arasında hatırı sayılır bir kişim sandık basına gitmekten kaçınıyor. Gerek protestogerekse,teslimiyetçi düşünce biçiminden kaynaklanan bu davranış, Türkiyesiyasal hareketi açısından da beraberinde bir sürü olumsuzluklarıgetirmektedir. Temelinde yanlış olduğunu söyleyeceğim bu davranış biçimi sonuçolarak kimseye bir şey kazandırmamaktadır.
Solda ve sağda hangi partilerin hangi sınıfve kesimleri temsil edeceği karışmış gözükmektedir. Bundan dolayı, seçmen ile politikacı,partiarasındaki temsilcilik sorunu,ahlak ve seviye konularında oluşan problemleri deberaberinde getirmektedir. Su anda orta solda ve orta sağda birbirlerindenideolojik ve siyasi farkların pek belirmen olmadığı bir çok parti hali hazırdakisiyasi hayatta daha aktif bulunmaktadırlar.
Son askeri darbeden doğal siyasi oluşumlaryerine, yapay, dikte edilmiş partileşmelerin ortaya çıkmaları, siyasi hayatakalitesi düşük bazı politikacıların katılmalarına sebep olmuştur.
Partiler arasında, liderler ve kadroların kişiselçekişmeleri, halen ülke sorunlarının ivedilikle ele alınması gereken sorunlarınıdaha arka planlarda kalmasına gerek kılmaktadır. Gün geçmiyor ki, politikacılarınbulaşmadığı bir rüşvet olayı açığa çıkmasın.
Gündemdeki önemli gelişmelerden biri şüphesiz, ortasağ ve orta solda birleşmeler olacaktır. Daha doğrusu,toplumsal ve ekonomikyapının sağlıklı bir biçimde siyasete yansıması olacaktır.
Bu politikacı yozlaşmasının önemli nedenlerindenbiri,eski partilerin kapatılmış, yeni partilerin de kadrolaşmasürecinde,yeterince denetim zamanının bulunmayışıdır. 1980 darbesi pek çokyetersiz,ilkesiz ve serüvenci kişilerin politikaya atılmasına zemin hazırlamıştır.Gerek parti yönetimleri gerekse parlamento, kentlerdeki yağma düzeni ("arabesk") ilebütünlesen, şakşakçı, niteliksiz ve düzeysiz kişilerce dolmuştur.
Milletvekili seçildiğinin ertesi günü, parti değiştirenler,seçilebilmek uğruna bakanlık yaptığı partiden bir gecede ayrılanlar hep busürecin ürünüdür.
Aslında bu yozlaşma gelişen yağmacıarabesk kültürünün siyasete boy göstermesinin sonucudur.
Arabesk kültürü; ne şehirli olabilmiş, ne de köylülüğüelinden bırakabilmiş insanların kültürüdür diye düşünüyorum, ben.
Bu ne kötü ne de iyi anlamında bir düşünce,sadece kişisel bir tespit. Buna sebep olanda Türkiye'de izlenen politikalar ve onlarıyapan politikacılardır.
1950'den sonra başlayan Köyden Kent'egöçler buna sebep olmuştur. Ilk Arabesk Müzik türü 60'li yıllardaO.Gencebay ile başladı. İlerleyen zaman içersinde bu tür müzik daha daha değişikliğeuğrayıp en son sekliyle M. Gürses türü müziklere dönüştü. Yani Ağla,inle,teslim ol, kabul et, kaderci bir kişi, insan ol, bas eğ, ses çıkarma, bırakyapsınlar, bırak etsinler. İste bu durum Politikacılara ve bilhassa ülkeyiyönetenlere çok yardımcı oldu.
Boyun eğici, her şeyi kabul eder, itaatkar, ses çıkarmazbir toplum yaratıldı, kolay gelsin...
Kaynak S.Alcinkaya
Etiket : Siyaset, Siyasette, Yozlaşma,