7 Ekim’de Türkiye’ye gelecek olan Simon Barrow’un yarattığı İşveren Markalaşması, dengeleri tersine çevirdi Dünyaca ünlü dev şirketler, İşveren Markalaşması süreciyle birlikte kendi içlerine odaklanmış durumdalar. Bugüne kadar yüksek satış, etkin pazarlama, kârlılık gibi kavramları tüm stratejilerinin eksenine alan şirketler, artık onlara bu başarıyı getirecek yetenekli işgücünü bulmaya ve daha da önemlisi o yetenekleri elinde tutmaya yöneldiler.
7 Ekim’de Türkiye’ye gelecek olan İşveren Markalaşması kavramının yaratıcısı Simon Barrow’a göre Google ve Microsoft’un göz kamaştırıcı başarısının en büyük nedeni İşveren Markalaşması. Onlarca dünya markasına danışmanlık yapan Barrow, çalışanlarının kurum içi mutluluğuna yönelerek sıra dışı uygulamalara giden bu kuruluşlarda yaşanan İşveren Markalaşması sürecini, birçok firmanın genel müdür seviyesinde katıldığı atölye çalışmasında anlatacak.
İşveren Markalaşması en kısa ifadesiyle, şirket çalışanlarında bağlılık oluşturma, onları organizasyona çekme ve hepsinden önemlisi de yetenekli işgücünü kurum içinde tutabilmek için uygulanan stratejiler bütünü… Bu süreçte önemli olansa, yalnızca nitelikli çalışanı bulabilmek ve onları işe alabilmek değil, aynı zamanda o nitelikli personeli kaybetmemek…
Uzmanlar, İşveren Markalaşması’nın son yıllarda bu kadar popüler olmasının en büyük nedenlerinden biri olarak krize bağlı işgücü hareketliliğini gösteriyor. Gelişen iletişim teknolojileri ve pazarın, şirketleri yeni arayışlar ve rekabet yöntemlerine iten yapısı sonucunda artık yetenekli iş gücü çok çabuk yer değiştirebiliyor. Şimdi firmalar, işe alım alanında gösterdiği titizlik kadar bünyesine aldığı personeli elde tutmanın da yollarını arıyor.
Google öncü oldu
Son birkaç yıldır personeli elde tutma ve kurumsal bağlılık oluşturma amacıyla önemli markalarca, birçok farklı strateji uygulanıyor. İşveren Markalaşması yönetimi altında yapılan uygulamalar; bilimsel yöntemler, personel analizleri, her kurumun kendi şartlarına özgü sosyal beklentiler, çeşitli ölçme ve değerlendirme metotları kullanılarak geliştirilen profesyonel süreçleri içerse de her bir şirketteki uygulamaların genel özellikleri farklılaşabiliyor. Örneğin California'da dağlık bir bölgede bulunan 'Googleplex'de çalışanlar, mesai saatleri içinde isterlerse bisikletle dolaşabiliyor, voleybol sahasından, bilardo masalarına kadar birçok aktiviteden yararlanabiliyorlar. Google’da yapılan bu alışılmamış uygulamalar tüm dünyanın ilgisini çeken bir örnek oldu ancak uygulamalar çeşitlendirilip kimi zaman personelin sosyal ihtiyaçlarına kimi zaman da mesleki gelişimlerine yönelse de sürecin temel karakteri insan odaklı çalışma kültürünün tüm organizasyon yapısına yayılması. Uzmanlar, Google’ın personeline yönelik bu farklı stratejisiyle kısa sürede etkileyici rakamlara ulaşıp Wall Street’i sarsmasında İşveren Markalaşması’nı çok iyi özümseyip uygulamasının rolünü yadsımıyorlar. İşveren Markalaşması sürecinde farklılık yaratan şirketler arasında yaptıkları etkin uygulamalarla, alanında bir dünya devi olan Microsoft, Ritz Carlton, Singapore Airlines gibi kurumların öne çıktığı görülüyor.
Türkiye dikkat çekiyor
Genç ve yetenekli işgücü yapısıyla Türkiye de, İşveren Markalaşması yönetiminin giderek daha da önem kazanacağı bir ülke olarak görülüyor. Ekonomisindeki yükseliş, işgücünün artan kalitesi, Türkiye’yi işveren markalaşması açısından dikkat çekici bir ülke yapıyor. Türkiye’yi bu alanda öne çıkaran önemli gelişmelerden biri de, İşveren Markalaşması’nın kullandığı vazgeçilemez bir araç olarak internet tabanlı sosyal paylaşım ağları ve bu alanda yapılan yatırımların hızla artması. Çünkü online ve dijital teknolojiler, İşveren Markalaşması yönetiminde değerlendirilen ilk sıradaki enstrümanlar.
Marka değeri-işveren markası
Tüm bunların yanı sıra can alıcı bir ayırım daha var ki, önümüzdeki yıllarda giderek daha da belirginleşeceğe benziyor: Marka değeri-İşveren Markalaşması. İnsan kaynakları ve yatırım analistleri, bir kurumun pazarda temsil edilen marka değerinin yüksekliğinin İşveren Markalaşması açısından da aynı değerde olduğunu göstermediğini ısrarla vurguluyorlar. Çünkü reklam ve pazarlama teknikleriyle yaratılan bu algı, kurum içi kalitenin birebir yansıması olarak kabul görmüyor. Çalışanlarını işte tutamayan, nitelikli personelini kaybetmenin önüne geçemeyen kurumların, uzun vadede marka değerini de yitirecekleri bir sürece girmiş oldukları da önemle dile getirilen bir başka ayrıntı.
7 Ekim’de genel müdürlere ders
Türkiye’deki birçok dev markanın genel müdürleri, tüm dünyada giderek önem kazanan İşveren Markalaşması konusunda, bu kavramın yaratıcısı dünyaca ünlü analist-danışman Simon Barrow’dan ders alacaklar. Barrow, 7 Ekim’de yapılacak atölye çalışmasıyla Pfizer’den Eureko Sigorta’ya birçok markanın üst düzey yöneticisine, ‘Nasıl marka işveren olunur’ konusunu anlatacak.
Türkiye temsilciliği Realta Danışmanlık tarafından yürütülen Simon Barrow, 7 Ekim 2010′da Grand Hyatt Regency İstanbul’da, iş yaşamının önde gelen şirketlerinin üst düzey yöneticilerinin katılacağı İşveren Markası konulu bir atölye çalışması gerçekleştirecek. Program ve kayıt hakkında detaylı bilgiye www.realta.com.tr adresinden ve 0212 293 68 05 numaralı telefondan ulaşılabilinir.
Etiket : Artık, ipler, çalışanın, elinde,